27 Nisan Cumartesi 2024
3 yıl önce

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum: Kanal İstanbul’u yapacağız. Şimdi her zamankinden daha çok inanıyoruz

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin açıklama yaptı. Bakan Kurum, Kanal İstanbul Projesi'ne her zamankinden daha çok inanıldığını kaydederek, "Dün gece itibarıyla, Cumhurbaşkanımızın "inadına yapacağız" derken tam olarak neyi, nereleri, hangi mihrakları, kimleri kastettiği ayan beyan ortaya çıkmıştır. Bu sözde emekli Amirallerin yelkenlerini kimin rüzgârıyla şişirdiklerini milletimiz çok iyi bilmektedir. Ve milletimiz her fırsatta onlara; "Hükümetlere istikamet verdiğiniz o deniz bitti" demiştir" dedi. Bakan Kurum, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bugün, "Ya Kanal Ya İstanbul" diyenlerle; ÇED Raporu'nu okumadan televizyonlarda ahkâm kesenlerle, Gezi sürecinde hadsizce hükümetimizden tüm dev projelerin durdurulmasını isteyenler, Türkiye'nin tüm projelerine itiraz eden takozcu odalar ve birliklerle; bu ülkedeki her hayra fren olmaya çalışan kör ve sağır muhalefet anlayışı, bundan 1 yıl önce Kanal İstanbul'a dair millet iradesini yok sayan açıklamalarıyla ortaya çıkan 126 emekli büyükelçinin sözleriyle; dün gece yarısı, Kanal İstanbul'u bahane edip, zihinlerindeki antidemokratik kalıntıları izhar eden darbeci bildiriye imza atan 103 emekli amiralin kullandığı ifadeler ne kadar da birbirlerine benzemektedir." Bakan Kurum, projelerin eserlere dönüştürülmeye devam edileceğinin altını çizerek, "Bunlar; aynı gönyeyle çizilmiş, aynı tezgâhtan geçirilmiş, aynı merkezden sufle almış, aynı fabrikadan çıkmış, yıllar yılı millet iradesine kast eden vesayetçi odakların son kalıntılarıdır, son sözleridir. Biz dün olduğu gibi bugün de; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, ülkemizin ve milletimizin hayrına gördüğümüz projeleri bir bir esere dönüştürmeye devam edeceğiz. Siz bir söyleyeceksiniz, biz bin yapmaya devam edeceğiz. Siz olmaz diyeceksiniz, biz nasıl olduğunu eser üreterek ortaya koymaya devam edeceğiz. Olmaz dediğiniz nice projelerimiz gibi Kanal İstanbul'u da milletimize armağan edeceğiz" açıklamasında bulundu. Kanal İstanbul'un denizcilik, ulaşım ve uluslararası ilişkiler tarihini değiştirecek bir proje olduğunu söyleyen Bakan Kurum, "Bir devlet ve millet projesidir. Bu aziz vatanın istiklalinin, gelecek nesillerimizin istikbalinin garantisidir. Dünyanın inci gerdanlığı olan İstanbul boğazımızı koruma, kurtarma, özgürlüğünü teminat altına alma projesidir. 1400 yıllık sevdamız olan İstanbul'un var olan marka değerini en yüksek noktaya taşıyacak projedir. Türkiye'yi şehircilik, lojistik, ulaşım, ar-ge ve deniz ticaretinin merkez ülkesi konumuna yükseltecektir. On binlerce gencimize istihdam sağlayacak, yatırım bedelini birkaç yıl içerisinde karşılayacak, her yıl milli ekonomimize milyarlarca liralık katkı sunacak bir projedir. 56 kurum ve kuruluşumuzun, belediyelerimizin, üniversitelerimizin, 200'den fazla bilim adamımızın, medya ve vatandaşlarımızın katkılarıyla hazırlanan Türkiye'nin en kapsamlı ÇED Raporu'yla hayata geçirilmektedir" ifadelerini kullandı. Dünyanın en çevreci projelerinden biri olduğunu da söyleyen Bakan Kurum, "Proje alanının yaklaşık yüzde 52'si yeşil alan olan; sosyal donatı alanları, yürüyüş parkurları, bisiklet yolları, millet bahçeleri ve ekolojik koridorlardan oluşan Türkiye'nin en çevreci şehircilik projesidir. Deprem Dönüşümü Rezerv Konut Alanı'nda, 500 bin nüfusuyla Dünya'nın en geniş akıllı şehri kurulacaktır. Tüm konutlar; mahalle kültürümüzü yansıtan, az katlı, yatay mimarinin hâkim olduğu bir anlayışla inşa edilecektir. Tüm planlama çalışmalarımızı tamamladık. 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı bitti. 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı bitti. 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı bitti. Şimdi her adaya göre projelerimizi hazırlıyoruz. Büyük Türkiye'nin en büyük yatırımı olacak Kanal İstanbul, ülkemize ve milletimize hayırlı olsun" şeklinde konuştu.

3 yıl önce

Ekrem İmamoğlu'ndan iş adamlarına 'Kanal İstanbul' tehdidi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 yıl önce 'çılgın proje' olarak duyurduğu Kanal İstanbul projesi için geri sayım başladı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, bugün yaptığı açıklamada Kanal İstanbul'un temellerinin yaz aylarında atılacağının müjdesini verdi. Proje için ihale süreci adım adım yaklaşırken; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul projesinde yer almaya hazırlanan isimleri tehdit etti. "AF DİLEME İLE KURTULAMAYACAKLAR" İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Kanal İstanbul projesinin bugünlerde peşinde koşanlar, gelecekte af dileme ile kurtulamayacaklar." dedi. "BEN UYARIMI YAPIYORUM" İmamoğlu, sözlerinin devamında "Hukukun önünde hesabını verirler. Bugün bu işe para vermenin peşinde koşanlar ya da ‘ihaleydi, ne yapalım biz de almaya çalıştık’ diyenler sadece basit bir şekilde süreçten sıyrılamazlar. Vatandaşın bu kadar karşı çıktığı bir meseleye hukukun önünde; ama ulusal, ama uluslararası düzeyde sektörlere ben uyarımı yapıyorum." şeklinde konuştu.

3 yıl önce

Erdoğan’dan ‘Kanal İstanbul’ açıklaması!

"Sayın Kılıçdaroğlu'nu herhalde artık tanımışsınızdır. Bir önceki açıklamada farklı, bir sonraki açıklamada daha farklı. Bay Kemal biz seni artık tanıdık, biliyoruz. Şu anda benim çiftçimin elinde bu noktada soğan, patates kaldıysa ki bunu da yaptığım il başkanları toplantısında teşkilatım 'Şu anda vatandaşımızın elinde 1 milyon 250 bin ton patates, 300 bin ton soğan kaldı.' dediler. Trakya'dan da yine Edirne İl Başkanım, 'Şu anda çeltik noktasında Trakya'da sıkıntımız var.' dediler. Hemen daha toplantı bitmeden Toprak Mahsulleri Ofisimle bir görüşme yaptım. 'Ben bugün kendileriyle görüşme yapacağım, şu anda onlarla görüşmeye giriyorum.' dedi. Ben de kendilerine şunu söyledim, 'Başkan hemen hiç işi uzatmayalım' dedim ve çeltikte üç ayrı çeşit vardı baldo, osmaniye, vesaire, bunların hepsini de en uygun fiyat neyse bu fiyatla, eğer silolarımızda müsaitse ki müsait dedi, o zaman ellerinden bunları alacaksınız ve çeltik çiftçimizin elinde kalmasın dedim. Bu şekilde çeltik konusunu çözdük. Patates ve soğan konusunda da onları da ayrıca alacağız, Tarım Kredi Kooperatifleri vasıtasıyla İçişleri Bakanıma da gerekli talimatı verdim, bunları valilerimiz kanalıyla tüm Türkiye'ye ramazan öncesinde hibe olarak vatandaşlarımıza onu ayrıca dağıtacağız. Yani çeltik, hibe olarak dağıtılmadı. Patates ve soğanı hibe olarak dağıtalım dedik ve kararı bu şekilde verelim dedik. Ama nedense Bay Kemal rahatsız oldu. Alıştık artık bunun bu tür rahatsızlıklarına ama biz işimizi biliyoruz, görevimizi biliyoruz, bunların yalanlarına da hiç ilgi duymadan yolumuza devam ediyoruz." KKTC'te laikliğe aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'nin Kur'an kurslarının kapatılması kararına ilişkin soru üzerine Erdoğan, KKTC'de bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na giderken Cumhurbaşkanıyla bu konuyu etraflıca görüşmesini söylediğini aktardı. Erdoğan, Çavuşoğlu'na, görüşmeden sonra da gerekli açıklamayı orada yapmasını söylediğini dile getirerek, "Anayasa Mahkemesi Başkanının yapmış olduğu bu açıklamayı bizim kabul etmemiz mümkün değil. Öncelikle Anayasa Mahkemesi Başkanının laikliği öğrenmesi lazım. Türkiye'de şu anda laikliğin uygulaması nedir, bunu da öğrenmesi lazım. Eğer tavır değişti değişti, tavır değişmediği takdirde biz özellikle Kuzey Kıbrıs'ta inanç özgürlüğü noktasında oradaki yavrularımızın Kur'an eğitimi noktasında, onların eğitimine engel teşkil edecek adımların atılmasına asla müsamaha edemeyiz." diye konuştu. Türkiye'de din eğitimi ve öğretimi noktasında bu tür şeylerin çözüldüğünü vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Laiklik anlayışı onların anladığı gibi değildir ve Kuzey Kıbrıs bir Fransa değildir. Kuzey Kıbrıs artık uygulamalarıyla, her şeyiyle Türkiye'deki uygulamalar neyse bunları uygulama safhasına geçirmek durumundadır. Oradaki bazı sendikaların, dinden uzak sendikaların, din düşmanı sendikaların attığı adımları bizim de kabul etmemiz mümkün değildir. Anayasa Mahkemesi Başkanı, bu yanlışından süratle dönmelidir. Dönmediği takdirde atacağımız adımlar da bundan sonraki süreçte farklı olacaktır, bunu da bilmeleri gerekir. Başkan Yardımcım Fuat Bey de bu konuyu Ersin Bey'le görüşmek suretiyle süratle bu işin düzeltilmesi konusunda gerekli adımların atılmasını kendisine bildirecektir. Ben de süreci takip ediyorum. Duruma göre bizler de adımlarımızı atacağız." "BU TEMELLE BİRLİKTE İLK KÖPRÜNÜN YAPIMINA BAŞLAYACAĞIZ" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal İstanbul projesiyle ilgili ilk kazmanın haziranda atılacağına ve ihale sürecinin ne olduğuna ilişkin soru üzerine, şöyle konuştu: "Muhalefetin işi gücü bu ülkede herhangi bir şeyi, hayırlı bir işi yaptırmamak. Şu anda biz ilk adımı, inşallah kanal üzerinden geçecek köprülerin adımını atalım istiyoruz. Şimdi ilk etapta planlanan 6 köprü, bunun 7 de olma durumu var. Şu anda projelendirmede bu adımlar atıldı. Kanal üzerinden geçecek köprülerden bir tanesinin adımını inşallah haziranda atacağız. Şu an itibarıyla da Ulaştırma Bakanlığımız, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız süratle adımı atıp ve sahiplendirme, sahiplendirmeyle birlikte de inşallah bu adımı atıp temeli atacağız. Bu temelle birlikte ilk köprünün yapımına başlayacağız. Çünkü bu köprülerle birlikte bir defa kanalın her iki yanından sürecin başlaması önem arz ediyor. Bunları devam ettireceğiz. Bir diğer taraftan da tabii çok ciddi hafriyat söz konusu olacak. Bu hafriyatların yapımı da sahiplendirme bittikten sonra başlayacak. Burada tabi küresel sermayeden, yerli sermayeyle bu işe girecek olanlar var. Veyahut konsorsiyum olarak sadece Türkiye'den bu işi yürütecek olanlar olabilir. Bir diğer taraftan da, yani dış kredi veya tamamıyla içeriden bu işi yapmak suretiyle adımı atmak da söz konusu." İSRAİL'İN GAZZE SALDIRISI Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in gece saatlerinde Gazze'ye düzenlediği saldırıya ilişkin ise "Bu tabi İsrail'in maalesef Müslümanlara karşı tavrının çok açık net bir göstergesidir. İsrail'in, İslam düşmanlığını biliyoruz. Ama maalesef İsrail bu huylarından vazgeçmiyor. İsrail yönetimi bu huylarından vazgeçmiyor. Bu din düşmanlığı, İslam'a karşı olan düşmanlığı karşısında tüm insanlık istiyoruz ki bu İsrail'in, İslam'a olan düşmanlığını da yakından takip etsin ona göre de bunların değerlendirmesini yapsın. Biz tabii ister istemez, İsrail bu tavrını devam ettirdiği sürece ikili münasebetlerimizin de arzu edilen seviyeye gelmesi mümkün olmuyor." değerlendirmesinde bulundu.

3 yıl önce

Hulki Cevizoğlu: Ben Kanal İstanbul'a 'evet' diyen bir Atatürkçüyüm

Gazeteci Hulki Cevizoğlu, CNN Türk'te yayınlanan Akıl Çemberi programında kamuoyunda tartışılmaya devam eden Kanal İstanbul projesiyle ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu. 16 Nisan tarihli programda "Ben Kanal İstanbul'a evet diyen bir Atatürkçüyüm" diyen Cevizoğlu, "Bunu benim gibi birisinin söylemesi çok önemli. Kanal İstanbul tartışmasını başka noktalara getirerek, arkalarına Atatürkçüleri alarak muhalefet yapma döneminin bitmesi gerekiyor" ifadesini kullandı. Bu açıklamaları sosyal medyada bugün (19 Nisan 2021) gündem olan Cevizoğlu, kişisel Twitter hesabında "Ne tuhaf, Montrö ve Kanal İstanbul hakkındaki görüş ve düşüncelerimi bazıları 5 gün sonra idrak edip eleştiriyor. Ekmeleddin'in adaylığına karşı çıktığımda linç etmeye kalkanlar da 2 yıl sonra kutlamışlardı" paylaşımında bulundu.  "Az da olsa Atatürkçüler içinde bazı bağnazların çıkması, benim Atatürk kitaplarımı hiç okumadıklarını gösteriyor" görüşünü dile getiren Cevizoğlu, şunları yazdı: "Atatürk'ü tanıyıp bilmeden Atatürkçü olunmaz, tarihsel rantiyeci olunur. Herkesi Atatürk'ü bilmeye davet ediyorum."

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kanal İstanbul için tarih verdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: Bugün burada İstanbul'umuza yeni bir güzellik katacağına inandığım şehrimizin önemli bir sembolü olan ve temelinin atıldığı günden bu yana büyük bir heyecanla izlediğimiz Çamlıca Verici Tesisimizi resmen hizmete açmak üzere bir aradayız. Hizmet sağlayacak Çamlıca Kulemizin ülkemize ve şehrimize hayırlı olmasını Allah'tan diliyorum. Görüntü kirliliği vardı, biz bu kirliliği ne zaman ortadan kaldıracağız diye gayreti içinde olduk. Adalar'a mı kaldırsak, farklı bir uygulama mı yapsak hep düşündük, sonunda dedik ki, biz yapacağımız kulemizi inşallah bunları yerleştirebilir miyiz, yerleştiririz. 100 kadar olur mu olur. Binali Bey'le bunun üzerine çalıştık. Proje şöyle mi böyle mi olsun diye. Bunun üzerinde de ciddi manada durduk. Sonunda hakikaten sadece ülkemizde değil örnek teşkil edecek projeyi hayata geçirmiş olduk. RADYOCULARA KUTLAMA 100 kadar radyonun buradan ortak yayın yapıyor olması ayrı bir başarımız oldu. Tüm radyo vericilerine hayırlı olsun diyor, onları da kutluyoruz. Bu kule sayesinde Çamlıca görüntü kirliliğine son verdik. Aynı modeli şartların müsait olduğu yerlerden başlayarak ülke genelinde yaygınlaştırmayı planlıyoruz. LAFLA PEYNİR GEMİSİ YÜRÜMÜYOR Kim çevreci işte bu ortada. AK Parti çevreciliğin ispatını bugüne kadar yaptığı yatırımlarla ortaya koymuştur. Çevrecilik lafla olmuyor. İspatı vücutla oluyor. Bu iş aklidir. Milyonlarca ağacı biz ülkemizin dört bir yanına diktik. Teröristler geldiler yaktılar yıktılar, biz ise yakılan yerlere anında ağaçları diktik. AK Parti budur. Lafla peynir gemisi yürümüyor. SEMBOL PROJE Çamlıca'da faaliyete geçen projemizi sembol eserlerden biri olarak görüyorum. Ayrıca mutluyum. Fransız düşünür Lamartin'in "Dünyaya son bir kez bakacaksın deseler o bakışı Çamlıca tepelerinden atmayı arzulardım" ifadelerini kullanarak hayranlığını dile getirdiği şu mekanın şanına uygun esere kavuşmasından memnuniyet duyuruyorum. Deniz seviyesinden 587 metre uzunluğuna sahip bu kule İstanbul'un en yüksek yapısı unvanına sahiptir. 100 radyonun frekansları birbirine karışmadan yayın yapan kulemiz, sayısal ve karasal yayın hizmetlerini verecektir. Türk turizmine önemli katkılar sağlayacağı açıktır. Çamlıca Kulesi'nin inşasından emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Medya kuruluşlarımıza, haberleşme şirketlerimize başarılar diliyorum. HAZİRAN SONUNDA KANAL İSTANBUL'UN TEMELİ ATILACAK İstanbul bugün de dikkatleri üzerinde toplamaktadır. İstanbul bu güzel coğrafyanın kalbi durumundadır. Anadolu ve Trakya'daki tüm yerleşim yerlerimiz, oradaki tüm vatandaşlarımız İstanbul ile mutlaka irtibattadır. İstanbul 81 vilayetin adeta bayrağının dalgalandığı bir şehirdir. Nüfusumuzun ve iş gücümüzün neredeyse 5'te 1'ini barındıran İstanbul, vergi gelirlerimizin yarıya yakınını üretmektedir. Dünyada böylesine eski yerleşime sahip başka bir şehir göremezsiniz. Deniziyle, boğazıyla adalarıyla, ormanlarıyla, tepeleriyle, hisarlarıyla, köprüleriyle, boğazın altından geçen tünelleriyle, camileriyle İstanbul her geçen yıl daha da güzelleşmektedir. Ayasofya'ya bir yıl önce açtık, Taksim Cami'nin açılışını dün yaptık. Bugün de Çamlıca Kulesi'nin açılışını yapıyoruz. Bitmedi. Şimdi inşallah Haziran ayının sonunda Kanal İstanbul'u şehrimize kazandırmak üzere temeli atıyoruz. Rahatsız olanlar var, olacaklar. Varsın olsunlar. İstanbul'umuza kazandırdıkça onların onuru bunlardan şevk alacağı bir İstanbul. Her yönüyle Kanal İstanbul'u şehrimize kazandırdığımızda coğrafi güzelliği bir kat daha artacaktır. Kanal İstanbul'un üzerinden 6 köprü geçecek. 6 köprü Kanal İstanbul'un sağında solunda iki şehir inşa edeceğiz.  Biz tarihe not düşüyoruz. İÇİMİZ BURKULDU İstanbul'a belediye başkanı seçildiğimizde karşımızda öyle bir manzara bulduk ki içimiz burkuldu, parçalandı. İstanbul'un üzerine çöken karabulutları birer birer dağıttık. Ümraniye çöplüğünün patlamasıyla 39 vatandaşını kaybeden bir siyasi irade değildik. CHP Ümraniye çöplüğünün patlamasına seyirci kaldı. Orada spor tesisi var.  TÜM ÖMRÜMÜZÜ İSTANBUL'A HADİM OLMAK İÇİN HARCADIK İstanbul'a yapılan her hizmetin Türkiye'nin tamamına yapıldığı bilinciyle hareket ettik. Bazılarına bu gerçekleri anlatmak ah kardeşlerim çok zor. Anlamıyorlar. Mesela dünyanın en büyüklerinden biri olan İstanbul Havalimanı sadece İstanbul'a mı hizmet veriyor. Sonradan ilave edilen kısım hariç Kuzey Marmara Otoyolu sadece İstanbul'un ulaşımını mı kolaylaştırıyor? Elbette bu şehre kazandırılan her eserin etkisi dalga dalga tüm ülkeye yayılıyor. İstanbul'u hak etmek için kalpten gelen aşkla bağlı olmak gerekiyor. İstanbul'u kuş bakışı seyrettiğinizde yüreğiniz kıpır kıpır etmiyorsa demek ki bu şehri hak etmiyorsunuz demektir. Ezanlar sizi alıp başka alemlere götürmüyorsa bu şehri hak etmiyorsunuz demektir. Meşhur Süleymaniye'de bayram sabahlarına muhtaç değil miyiz. Sokaklarındaki tüm lezzetleriyle yaşamıyorsanız bu şehri hak etmiyorsunuz demektir. İlk belediye başkanı olduğumda çay, simidi ilk kez İstanbulluya Çamlıca Tepesi'nde ikram ettik. Piyasadan çok daha ucuza satıyorduk. Tüm ömrümüzü İstanbul'a hakim değil hadim olmak için harcadık ve zerre kadar da pişmanlık duymadık duymuyoruz. Bundan sonra da rabbimin verdiği her nefesi şehrimiz için kullanmak en büyük duamızdır.  Malum Büyük Çamlıca Cami'mizi bitirdik. Bu arada yine Çamlıca'ya dev bir Türk bayrağı kulesini diktik. 111 metre uzunluğunda bir direk. Bayrağımızın yüz ölçümü 1000 metrekare. Bayrakların ölçüsünün gereği olduğu için bu şekilde yapıldı. Gerekirse daha büyüğünü yapabiliriz. İstanbulumuza ülkemize bu yakışır. Kulemizle beraber ayrı bir güzelliği buraya üçlüyü, Çamlıca'nın tepesine nakşettik. ÇAMLICA KULESİ Toplam yüksekliği 365 metre olan kulenin 220 metrelik bölümü 53 katlı betonarme yapıdan oluşuyor 145 metresi ise anten bölümü olarak kullanılıyor. Çamlıca Kulesi'nin ışıklandırmalarında 16.7 milyon renk kullanılıyor. 33 büyük anten sökülerek antenler tek kulede toplandı. 30 bin 150 metrekarelik sosyal alanlara 2 bin 750 ağaç dikimi yapıldı.

2 yıl önce

Bakan Karaismailoğlu'ndan Kanal İstanbul açıklaması: 'Altı yılda bitirilecek'

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, CNN Türk ekranlarında şu açıklamalarda bulundu: - Yarın ilk kazma vuruluyor. Etaplar halinde de yapılabilir. Köprünün temeli atılacak diğer taşımalar için de çok yoğun bir iş var. 1 yıl hazırlık 5 yılda yapım olarak düşünüyoruz. 6 yıl sonra Kanal İstanbul bitmiş olacak. Dünyanın en büyük projelerinden birisi ve uzun soluklu bir çalışma. - Çok yoğun bir çalışma var son 5 yılda. Uzmanlar heyetler halinde ayrı ayrı raporlar hazırlıyor 30 farklı sektördeki uzman bilim adamlarıyla çalışıldı. Simülasyonların bir kısmı burada bir kısmı da yurt dışında yapıldı. - Kanalın uzunluğu 45 km. Bunun yüzde 70’i doğal su yolu. Bir su yatağı var orada Küçükçekmece ile Sazlıdere arasında kullanılan atıl bir yer var. Küçükçekmece Gölü de dahil olmak üzere yüzde 70’i zaten doğal su yatağı. Kanal uygun hale getirilip derinleştirilecek. Yüzde 30’unda bir hareket olacak. Derinleştirme işi zor mühendislik işi. 'ALTERNATİF BİR SU YOLU ŞART' - Biz gelişmekte olan bir ülkeyiz. Gelecek 50 yılı planlamak zorundayız az para ile maksimum parayı sağlamak için master planlarınızın olması lazım. Dünyada ciddi bir ticari hareket var. Uzak Doğu’dan Batı Avrupa’ya bir 750 milyar dolarlık bir hareket var. Bu bir lojistik haritasıdır. - İstanbul Boğazı ancak 25 bin gemiyi kaldırabilir. İstanbul’da şu anda yıllık 43 bin gemi geçiyor. Şu an Marmara’da onlarca gemi sırada bekliyor. Şu anda Boğazın yönetimi bakanlığımız tarafından yapılıyor. - Sırada bekleyenler zaten hazırlar. Gemi sayıları arttığı zaman 3-4 güne çıkacak süre. Bekleme lojistik maliyetleri var gemilerin. Bugün için bile bu sıkıntı var. Bir de beklerken bile yüzlerce litre yakıt yakıyorlar bunun çevreye zararı da var. 100 bin dolar maliyetinde bekleyeceğine 80 bin dolar verip Kanal İstanbul’dan geçecek. Buraya mutlaka alternatif bir su yolu yapılması gerekiyor.

2 yıl önce

Batı medyasından algı operasyonu! Kanal istanbul karşıtı lobiye İngiliz The Guardian'dan destek…

Türkiye, dev yatırımları arasına yeni bir eseri daha eklemeye hazırlanıyor. İstanbul üzerindeki gemi trafiği ile akaryakıt ve tehlikeli maddeleri taşıyan gemi geçişlerine ilişkin yükün azaltılması amacıyla bugün Kanal İstanbul için ilk köprünün temeli atılacak. "MUHALİF SESLER YÜKSELİYOR" Başta CHP olmak üzere diğer muhalefet partilerinin her defasında engel olmaya çalıştığı projeye ilişkin Guardian'da yer alan haberde, "Muhalif sesler yükseliyor" denildi. Kanal İstanbul'un inşası sürecinde "Marmara su havzasının tamamen yok olacağı, İstanbul'un depremlere, kuraklık ve sel gibi aşırı hava olaylarına karşı daha savunmasız hale geleceği" iddia edildi. ALGI OPERASYONU Projenin çevresel etkisinin değerlendirmelerde göz ardı edildiği öne sürüldü. İki farklı denizi birbirine bağlayan böylesine büyük bir projenin "asla güvenli kabul edilemez olduğu" savunuldu. HÜKÜMETTEN İDDİALARA YALANLAMA Ancak hükümet, İstanbul'u dünya ticaretinin odak şehri haline getirecek projeye ilişkin iddiaların asılsız olduğunu belirtiyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada, "200'ün üzerinde bilim adamı çalıştı. Bütün simülasyonlar, testler, kontroller yapıldı. Bu uzmanların verdiği karar sonucunda dezenformasyonların hiçbirinin doğru olmadığını herkes biliyor." şeklinde konuşmuştu.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Kanal İstanbul sadece Türkiye'nin değil, belki de dünyanın en çevreci projesi olarak hayata geçirilecektir."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından itibaren "rüyası" olduğunu belirttiği ve Başbakan iken 27 Nisan 2011'de "çılgın proje" olarak kamuoyuna duyurduğu, İstanbul'u içinden 2 deniz geçen bir şehre dönüştürecek Kanal İstanbul, ilk köprünün temelinin atılmasıyla fiilen hayata geçirilmeye başlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul üzerinde yapılacak olan Sazlıdere Köprüsü'nün temel atma töreninde açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle: Tüm hemşehrilerime en kalbi duygularla sevgilerimi saygılarımız sunuyorum. Türkiye'nin kalkınma tarihinde yeni bir sayfa açıyoruz. Bugün ülkemizin gelişmesi için atılan adımlara bir yenisini daha ekliyoruz. Rahmetli Menderes, Rahmetli Özal, Rahmetli Erbakan, Demirel gibi sembol isimlerin ruhlarını bir kez daha şad ediyoruz. Kanal İstanbul projesinin ilk köprüsünün temelini atıyoruz. Bundan 11 yıl önce milletimizle paylaşmıştık. Türkiye'nin bu süreçte yaşadığı iç ve dış badireler sebebiyle projenin ilerlemesi biraz gecikti. İşte bugün tüm hazırlıkları tamamlayıp proje kapsamında ilk temeli atmak için bir aradayız. Sazlıdere Barajı'ndayız. Kanal İstanbul'a acaba bu proje neden gerekliydi? Gecikmeli de olsa bugün bu temeli nasıl atıyoruz. İstanbul Boğazı en kalabalık gemi trafiklerinden birine sahiptir. 1930'larda yılda ortalama 3 bin gemi geçiyordu. Günümüzde bu rakam 45 bine ulaştı. Sadece şehir içi yolculuklar için 54 iskelede 500 bin kişilik insan trafiği söz konusudur. SÜRÜKLENEN SAVAŞ GEMİSİNİ UNUTMADIK Boğazda hem kuzey, güney, doğu, batı istikametinde her sınıftan ve kapasiteden yoğun gemi trafiği yaşanıyor. Petrolden organik ürüne kadar çok farklı türden yük taşıyan gemilerin kaza yapmaları durumunda denizdeki doğal hayat da çok büyük tehlikeye giriyor. Karaya çarpmaları halinde kültürel miras zarar görüyor, yıkım ve yangınlarla karşılaşabiliyoruz. Yaşı ilerlemiş olan İstanbulluların boğazda haftalarca yanan petrol gemilerinin görüntüleri mutlaka vardır. Z kuşağı gençlere sesleniyorum. Bütün bu olanlar bitenler 19-20 yıldır bu ülkede iktidarda olan bizler neleri gerçekleştirdik, hangi adımları attık, bilmeniz gerekiyor. Geçtiğimiz yılın ilk aylarında Kabataş'ta sürüklenen Rus savaş gemisinin endişesini unutmadık. PEK ÇOK FAYDAYI AYNI ANDA SAĞLAYACAK BİR PROJEDİR Büyük gemilerin geçişi için boğazın kapatılmak zorunda kalınması ciddi zaman kayıplarına yol açıyor. Bu tür gemiler için beklemede geçen her saat büyük maliyet demektir. Yapılan projeksiyonlar 2050 yılında boğazdan geçecek gemi sayısının 78 bini bulabileceğini gösteriyor. İstanbul Boğazı'nın güvenli geçiş kapasitesi 25 bindir. İstanbul Boğazı kirlilikten dolayı alarm zilleri vermeye başlayalı çok oldu. Müsilajla ilgili bakın Marmara ne durumda. Felaket dimi. Boğazı gemi geçişlerine kapatamayacağımıza göre yeni kanal inşasını gündeme getirdik. İstanbul'un geleceğini kurtarma projesi olarak bakıyoruz. Kanal İstanbul projesiyle amacımız her şeyden önce İstanbul Boğazı ve çevresindeki vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Güvenlik altına almak için de bu projeye ihtiyaç vardır. Gemi trafiğinin hafifletilmesi, seyir zorluğundan kaynaklanan sıkıntıların ortadan kaldırılması da projenin amaçları arasında yer alıyor. Proje kapsamında yer alan 500 bin kişi kapasiteli yerleşim alanları, depreme hazırlık için gereken alternatif yer alanları oluşturulmasındaki eksikliğimizi de kapatacaktır. Pek çok faydayı aynı anda sağlayacak bir projedir. KİME SORULMASI GEREKİYORSA ONA SORULMUŞTUR 27 Nisan 2011 tarihinden itibaren proje en ince detayına kadar çalışıldı. Güzergah, sondaj, ön proje, etüt proje, ÇED süreci yürütüldü. Birileri kendi yetki alanlarında olmayan hususlarla ilgili bize sorulmadı diye sızlanıyorsa projenin her aşaması hukuka ve bilime göre yürütüldü, tamamlandı. Bize sorulmadı diyenlere sesleniyorum. Unutmayın, kime sorulması gerekiyorsa onlara sorulmuş ve yola böyle çıkılmıştır. Ya siz zaten bu ülkede bugüne kadar dikili ağacınız yok. Bu ülkede sizler Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık. Kanal İstanbul için nasıl çıldırıyorsanız orada da öyle çıldırdınız. Marmaray'ı yaptık, yine önümüzü kesmeye çalıştınız. Çılgınlar gibi ama yaptık. Avrasya Tüneli'ni yaptık, Osmangazi'yi yaptık. İstanbul, İzmir yolunu yaptık. Önünü kesmek istediniz. Sizleri dinlemiş olsaydınız bunların hiçbiri yapılamayacaktı. Birinci köprü, FSM'de de aynı şeyleri yaptınız. Dinlemedik ve dedik ki, kervan yürür ve kervan yürüdü. Bu hususlarda en küçük bir eksiklik, yanlışlık olsaydı şimdiye kadar çoktan ortaya çıkardı. BAY KEMAL BİZ NEYİ NEREDE KİMİNLE YAPACAĞIMIZI ÇOK İYİ BİLİRİZ Mevcut güzergah 5 ayrı alternatif arasından en makul arasından seçildi. Sadece proje çalışmalarında 11 üniversiteden 204 uzman görev yaptı. 304 ayrı yerde 17 bin metrenin üzerinde sondaj, 248 adet jeofizik etüt gerçekleşti. Modellemede 35 ayrı ülkeden 3500 kişi görev aldı Bay Kemal. Biz neyi nerede kiminle yapacağımızı çok iyi biliriz. Bak bu çeşme açılış töreni değil, musluk takma töreni de değil. Dünyada örnek kanallardan birinin temelini atıyoruz. Kanaldan geçecek gemi boyutları ve trafik kapasitesi boğazdakinin yüzde 99'unu karşılayacak şekilde tespit edildi. Buna göre kanalın uzunluğu 45 kilometre. Genişliği minimum 275 metre, derinliği 21 metre olarak belirlendi. Bir başka ifade ile 275 metre uzunluğa kadar petrol tankerleri ve 350 metrelik konteyner gemileri bu kanaldan geçebilecek. Bunları İstanbul'dan kazasız belasız geçirmek kolay iş değil. Her an her türlü riski taşıyorlar. Yapılan etütler Kanal İstanbul'daki gemi trafiğinin 13 kat daha güvenli gerçekleşeceğini gösterdi. Toplamda 6 köprü inşaa edilecek. Mevcut karayolları için kanalın üzerinden köprüyle geçiş öngörülüyor. Demiryolu, temiz su, atık su gibi 25 altyapı projesinin tamamı da kanal kazılmadan tamamlanacak şekilde hazırlandı. Karadeniz çıkışının hemen sağında konteyner alanı ve lojistik merkezi olacak. Tam Karadeniz'e çıkıyoruz ve lojistik merkezi, muhteşem bir liman. Karadeniz çıkışının solundaki alan yenilebilir enerji alanı İstanbul'a değer katacak. İki tarafına planlanan 500 bin nüfuslu yerleşim alanı da İstanbul'daki baskıyı ortadan kaldıracağını inanıyoruz. Belki de dünyanın en çevreci projesi olarak hayata geçirilecektir. Proje alanının yüzde 52'si bu yönde kullanılacaktır. CHP ATILAN HER ADIMIN ÖNÜNÜ KESMİŞTİR Çevre Şehircilik Bakanlığı dediğimiz zaman bir duracaksınız. ÇED raporlarını rahatlıkla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verir, verebilir. Tüm bu süreçte görev alan sorumluluk üstlenen katkı sağlayan bakanlarımıza, firmamıza, belediyelerimize, uzmanlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Nihayet kanalın ilk köprüsünün temelini atma aşamasına geldik. Hem kanal üzerindeki diğer köprüleri, altyapı deplase çalışmalarını, kanal kazısını başlatacağız. Kanal İstanbul'u yaklaşık 15 milyar dolarlık maliyetle 6 yıl içinde tamamlamayı hedefliyoruz. Gemilerden sağlanacak gelir, liman ve diğer unsurlardan elde edilecek kazançla Kanal İstanbul kendi kendini finanse edecektir. Devletin kasasından kesesinden 5 kuruş çıkmadan dünya çapında bir esere daha kavuşulacaktır. Mevcut sürecini nasıl adım adım takip ettiysek bundan sonra da hassasiyetle takibini sürdüreceğiz. Kanal İstanbul ülkemizin en önemli değerlerinden biri olarak tarihteki yerini alacaktır. Rabbime bizlere bu günleri gösterdiği için hamd ediyorum. Aziz milletim cumhuriyetin kuruluş döneminde başlatılan kalkınma hamleleri kısa sürede varlığını sürdüren zihniyet tarafından engellenmeye çalışılmıştır. Başlatılan projelerin önü bu zihniyet tarafından nasıl kesildiğini billyoruz. Kim bu, evet CHP. Atılan her adımın önünü kesmiştir. CHP nasıl ön keseriz diye çalışmalar içindedir. GENÇ NÜFUS BİLMİYOR Uçak yapan Nuri Demirağ'dan lokomotif geliştiren nice isimlere hazin hikayeleri milletimiz biliyor. Genç nüfus bunu bilmiyor. 19 yıl önce yaptıklarımızı da bilmiyor. Enerjide, sağlıkta, ulaşımda yaptıklarımızı bilmiyor. Yapılan bölünmüş yollar maalesef genç kuşak tarafından bilinmiyor. 6 bin kilometreden alınan yollar 27 bin kilometreye geldi ama genç kuşak bunları bilmiyor. İşte CHP'nin o engelleme politikalarının başlangıcı orası. Yeniden demiryolu inşasına başlayana kadar Türkiye bu kısırlığı yaşamaya devam etti. Nuri Demirağ'ın uçaklarına izin vermeyecek fabrikanın kapısına kilit vurulmasına neden oldular. Rahmetli Menderes Vatan Caddesi'nin de bulunduğu bulvarları açarken "Buraya uçak mı indireceksiniz" diye karşı çıktılar. Aşık Veysel gibi biz dağları deldik. GAP gündeme geldiğinde milletin hakkını yiyecekler diye ortalığı ayağa kaldırdılar. Keban Barajı'nda üretilecek enerjiyi toprağa mı vereceksiniz diye eleştirdiler. İstanbul Boğazı üzerinde inşa edilen birinci köprüye buradan mutlu azınlık geçecek diye karşı çıktılar. Bittiğinde ilk kendileri geçtiler. Rahmetli Özal'ın köprü projesine hep karşı çıktılar. YSS kulesi için artık iki beton kuleden ibaret diyenler de bunlardır. Sabiha Gökçen genişletilirken CHP'nin başındaki zat uçağın inmediği yere havalimanı yapıyorlar demişti. Sabiha Gökçen en etkili havalimanlarından biri haline geldi. Yeni havalimanımıza da çalmadık kara kalmamıştı. Dünyanın ilk 3 havalimanından biri oldu. Ey CHP sizin gidecek yeriniz yok. Hatırlarsanız bu projeyi üstlenen firmalara atmadık iftira, etmedik laf bırakmadılar. İstanbul Havalimanı küresel marka haline gelmiştir. BUNLAR DEVLET TERBİYESİ DE GÖRMEDİLER Denizlerin altından farklı yerlere geçebiliyoruz. Millete hizmet eden ne kadar abide eser varsa bu çapsız zihniyetin karşı çıkmasına rağmen ülkemize kazandırıldı. Basiretsiz bu zihniyete rağmen projeleri yaptık. Şimdi de Kanal İstanbul'a karşı çıkıyorlar. Devlet adabını bile hiçe sayarak akıllarına ne gelirse söylüyorlar. Yatırımcıları tehdit ediyorlar. Biz geliyoruz, geldiğimizde bilesiniz ki ödeme yapmayacağız. Bankaları tehdit ediyorlar. Bu ne terbiyesizliktir ya. Devletlerde devamlılık esastır. Bunlar devlet terbiyesi de görmediler. Siz nasıl devlet yönetimine talipsiniz ya. Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla da alırlar. Bunları öğren. Bunlar tam manasıyla çaylak. Ödeme yapmazmış, bankalara ödeme yapmazmış. Milletimiz CHP kafasına kalsa, ülke ne baraj, köprü ve fabrikalara kavuşamayacağını bildiği için söylenenleri ciddiye almıyor. İNSAN ÖLÜR KALIR ESERİ, EŞEK ÖLÜR KALIR SEMERİ Eskilerin dediği gibi hep söylüyorum. İnsan ölür kalır eseri, eşek ölür kalır semeri. Varsın birileri semer peşinde koşsun. Ülkemize ve milletimize eser kazandırma mücadelesini sürdüreceğiz. Yatırım yaparak, üreterek, istihdamı artırarak potansiyelimizi son sürat harekete geçirerek büyük ve güçlü Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz. 19 yılda sağlıktan güvenliğe, ulaşımdan enerjiye her alanda neler kazandırdığımızın en yakın şahidi milletimizin kendisidir. Ayiesine iştir kişinin lafına bakılmaz. Bizim referansımız 84 milyon vatandaşımızın her birinin hayat kalitesini yükselten, geleceğini aydınlatan başarılara imza atmamızdır. Kanal İstanbul bu atılım zincirinin yeni bir halkasıdır.  Fatih, İstanbul'u fethederken gemileri karadan yürüterek dünyayı kendine hayran bırakmıştır. Çanakkale 18 Mart Köprüsü yapılıyor mu yapılıyor. Altın boynuz gibi Çanakkale'yi süsleyecek. Şimdi Marmara ve Karadeniz'i yeni bir boğazla Kanal İstanbul'la birbirine bağlayarak dünyayı kendimize hayran bırakacağız. Kanal İstanbul köprüsünün milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Mimar, mühendis, işçi hepsini tebrik ediyorum. Rabbim kazadan beladan uzak tutsun inşallah. 6 yıl içerisinde burayı tamamlamayı bize nasip etsin istiyorum. HAZIRLIK SÜRECİ Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan'ın projeyi duyurmasının ardından 2011-2013'te çeşitli üniversitelerle Kanal İstanbul'un güzergah değerlendirmesi çalışmaları yapıldı. Kanal İstanbul için 5 farklı koridor belirlenirken, her koridor için ayrıntılı alt parametreler dikkate alındı. Koridorlar, arazi topografyası, yapılabilirlik, maliyet, gelişim planları ve su kaynaklarına etkileri açısından incelendiğinde Küçükçekmece-Sazlıdere Barajı-Terkos doğusunu takip eden güzergah en uygun koridor olarak belirlendi. Küçükçekmece Gölü-Sazlıdere Barajı-Terkos doğusunu takip eden kanal koridorunun yaklaşık 6 bin 149 metrelik kısmı Küçükçekmece sınırları içerisinde, yaklaşık 3 bin 189 metrelik kısmı Avcılar sınırları içerisinde, yaklaşık 6 bin 61 metrelik kısmı Başakşehir sınırları içerisinde ve yaklaşık 27 bin 383 metrelik kısmı Arnavutköy sınırları içerisinde yer alıyor. Kanal İstanbul için belirlenen güzergah üzerinde sondaj çalışmalarıyla elde edilen jeolojik ve geoteknik veriler ışığında güzergah ön projesi oluşturulması aşaması 2013-2014'te yapıldı. Proje güzergahında mevcut ve planlanan projelere ilişkin kurumlarla görüşülerek koordinasyon sağlanırken, dünyadaki yapay su yolu deneyimleri de incelenerek etüt proje işlerinin yol haritası belirlendi. Güzergahın detaylı projesi için kanal aksında, yamaçlarda, deniz ve göl ortamında ilave sondaj lokasyonları kararlaştırılırken, jeofizik etütler eklendi. Etüt proje için ön çalışmaları da 2014-2017'de yapıldı. Kanal İstanbul'un ayrıntılı saha, laboratuvar çalışmaları ve ÇED süreci 2017-2019'da gerçekleştirildi. Çalışmalardan elde edilen veriler ışığında kanal tasarımı tamamlanırken, jeolojik, jeoteknik ve hidrojeolojik etütler ve nümerik modeller sonucu hazırlanan raporlar da ÇED raporuna zemin hazırladı. Bu süreçte tüm görüşler ve eleştiriler değerlendirilirken, İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı sonrası toplantıya katılan 56 kurum ve kuruluşun görüşleri doğrultusunda çalışmalar olgunlaştırıldı. 1595 sayfalık, ekleriyle 16 bin sayfa olan ÇED raporu, hazırlanan 18 aylık program dahilinde tamamlandı. Kanal İstanbul projesinde çeşitli üniversiteler ve kurumlardan 204 akademisyen ve uzmanla çalışıldı. Kanal İstanbul'un ÇED çalışmaları kapsamında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca düzenlenen halkın katılım toplantısı 27 Mart 2018'de Arnavutköy'de yapıldı. Toplantıda, kanalın geçeceği ilçelerdeki vatandaşlar, proje hakkında bilgilendirilirken, vatandaşların soruları yanıtlandı, görüşleri ve önerileri not alındı. KANAL İSTANBUL'UN MALİYETİ Kanal İstanbul için gerekli tesis ve yapılara ek proje bileşeni olarak 1 yat limanı, konteyner limanları, rekreasyon alanı ve lojistik merkezi yapılması planlanıyor. Kanal İstanbul'un işletme aşamasında fonksiyonlarını sağlıklı olarak yerine getirebilmesi için de Karadeniz ve Marmara Denizi giriş bölgesinde dalgakıranlar, acil bağlama alanları ve demirleme alanları, römorkör bağlanma alanları, deniz fenerleri, bakım istasyonları ve işletme binaları, gemi trafik sistemi ve seyir yardımcıları oluşturulması hedefleniyor. İnşaat maliyeti 75 milyar lira olarak öngörülen Kanal İstanbul'un, kamu-özel iş birliği kapsamında yapılması planlanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan projeyi açıkladığı toplantıda, projenin tamamıyla milli kaynaklardan karşılanacağını da belirtmişti. ÜZERİNE 6 KÖPRÜ YAPILACAK İhale sürecinin ardından kanal inşaatı öncesi hazırlık çalışmalarının 1,5 yıl, kanal inşaatının 5,5 yıl sürmesi, projenin tamamlanma süresinin 7 yıl olması öngörülüyor. İstanbul'u içinden 2 deniz geçen bir şehre dönüştürecek Kanal İstanbul'un üzerine 6 köprü yapılacak. Kanal İstanbul'un her iki tarafında 250 biner konutluk devasa şehirler kurulması planlanıyor.

1 2 3